2.İstanbul Tasarım Bienali, geçtiğimiz hafta kapılarını açtı. “Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil” başlığıyla geleceğin tasarımını / tasarımın geleceğini sorgulayan etkinlik ziyaretçilerini bekliyor.
Tasarımın üretim, ekonomik kalkınma, toplumsal gelişime, kültürel etkileşim üzerinde kısaca ilişki kurduğu tüm alanlarda yarattığı etkiyi vurgulamak amacıyla İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından ilk kez 2012 yılında düzenlenen Tasarım Bienali, ikinci kez karşımızda. Zoe Ryan küratörlüğünde kavramsal çerçevesi oluşturulan 2.Tasarım Bienali, Paul Valéry’den ödünç aldığı “Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil” başlığıyla zaman içerisinde kat ettiğimiz her saniyeyle değişen gelecek algısında tasarımın nasıl şekillendiğini ve gelecekte tasarımın hayatımızın neresinde olacağını sorguluyor.
Bugün gelecek nedir? Geleceği nasıl tanımlarız? Kim tanımlar? Sorularını soran Tasarım Bienali’nde yer alan çalışmalar birer manifesto olarak değerlendiriliyor:
“Soru sormak, diyalog başlatmak ve tartışmaları zenginleştirmek için bir forum işlevi görecek 2.İstanbul Tasarım Bienali cevap arıyor: Hâlâ geçerliliği olan fikirleri dile getirme gücünü kullanmak ve olası yeni biçimlerini keşfetmek üzere manifestoyu nasıl yeniden ele alabiliriz? […] Manifestolar yalnızca yazılı beyanlar değil de birer nesne, süreç veya eylem olabilir mi? Yeni medya türleri, yeni manifestoların oluşmasını sağlıyor mu?”
Bienal Ortak Alanı olarak belirlenen Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda sergilenen çalışmalar beş bölüm altında toplanmakta. Bienalin merkezi, diyalog ve paylaşım alanı olarak tanımlanan “Yayınlar Bölümü” atölye çalışmaları, film gösterimi, söyleşi ve canlı yayınların gerçekleştirildiği interaktif bir ortam sunarken Yaratıcı Fikirler Enstitüsü’nün Veri Somutlaştırma ve Paula Alvarez – Angel Gonzalez Doce ikilisinin Unfacebook adlı çalışmalarına da ev sahipliği yapıyor.
Bireyin kimliğini nasıl oluşturduğunu ve yansıttığını araştıran projelerin yer aldığı “Kişisel Bölüm”de ise gelecekte hayatta kalmanın, erkeksi kıyafetlerin, ayda yürümenin, gülümsemenin ya da aşk hediye etmenin nasıl mümkün olacağını sorguluyor.
“Toplumsal İlişkiler Bölümü” ise coğrafi ölçekte toplumların varoluşunu, insanın şehre ve kırsala verdiği zararı önleyebilmek için tasarımın nasıl kullanabileceğini tartışan projeleri barındırıyor. Etik kaygılarla şekillenen bu projelerin arasında Kadıköy’den Bul, Kadıköy’de Buluştur! gibi katılımcıya dayalı çalışmalar dikkat çekici.
Tasarım Bienali yalnızca Rum İlköğretim okuluyla sınırlı kalmıyor “Tasarım Rotaları” gezileri ve “Paralel Etkinlik Programı”yla şehre yayılıyor. Her gün yeni bir etkinliğe ev sahipliği yapan Tasarım Bienali programına web sayfasından ( http://2tb.iksv.org ) ulaşılabilir. Ücretsiz olarak gezilebilen bienalde rehberlik hizmeti de mevcut. Ziyaret için son tarih ise 14 Aralık.
Yazan : Semih S. Çakır