yunan-müziği

Tarih İçinde Yunan Müziği

“Yunan müziği tarihi, elimizdekilerden başka yeni bilgiler bulunmadıkça yazılamaz. Ancak, bazı olaylar bu tarihin akışı üzerinde bir kanı elde elde etmemize yol açabiliyor. Yunan tarihi içindeki değişimler, beğenilerde, düşüncelerde ve anlatım biçimlerinde bir donukluk olmadığını ve müzikteki değişmelerin öteki sanat kollarında değişimlere uygun düştüğünü gösteriyor.

Yunan müziğinin her döneminden pek çok yazarın, eski zaman müziğinin yalınlığını ve ağırbaşlılığını göklere çıkartan yazılarını bir yana atabiliriz; çünkü hiçbiri hangi eski zamanı andıklarını belirtmemişlerdir.

Antik çağ Yunan müziği hakkında bildiklerimiz, neredeyse bilinen tüm her şey dışında bilgimizin en sınırlı olduğu alanlardan birisidir. Bu dönem Yunan müziği bilgilerimizi çoğunlukla Homeros’un eserlerinden alırız ayrıca günümüze ulaşmış vazo ve duvar resimleri, lahitler, mühür ve sikkeler, heykeller ve antik Yunan’da insan hayatına sirayet etmiş her türlü yapı, mimari eleman üzerindeki her türlü tasvirden müzik kültürü ve müzikal çalgılar hakkında bilgi edinilmeye çalışılır.

Yunanistan coğrafyası açısından en erken müzik aleti buluntuları geç Neolitik – Bronz çağları arasına tarihlenen dönemleri işaret ederek Batı Makedonya, Teselya ve Mykonos civarlarından çıkarılan kemik Auolos’lardır. Ayrıca müzikle ilişkili önemli fiziksel kalıntılar Kiklad, Minos ve Miken uygarlıklarından geriye kalan eserlerde görülür, mermer figürinlerin de aulos ve arp görülür. Bunlar dışında elimizde on bir parça yazılı belge vardır, bunlar birkaç eksik papirüs, 4 el yazması ve 2 adet yazıttan ibarettir, bu yazıtlardan en önemlisi ileride sözünü edeceğimiz Tralleis’te bulunmuş olan Seikilos mezar yazıtıdır.

Müzik bugün de bazı ruhsal hastalıkların tedavisinde terapi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Antik Yunanlılarda ise aynı ezginin yinelenmesiyle tedavi yapılabildiği inancı vardır. Hastalıkların tanrılar tarafında gönderildiğine inanıldığından tedavi genellikle yardımı istenen tanrıya şarkı söylemek yoluyla gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu inanç çerçevesinde Apollon’un sanat ve müzikle ilişkisi olması onu en çok çağrılan tanrı olarak öne çıkarmaktadır. Ayrıca lir çalgısının kişinin sıkıntılarını giderdiği ayrıca inançlar arasındadır.
Müzik Yunan dünyasında sosyal hayatın her noktasına sokulmuş durumdadır, öyle ki 2. Messenia savaşının (M.Ö 8. – 7. YY) Tyrtaios’un ezgileri ile kazanıldığına inanılmaktadır. Savaşlar kazandırabilecek denli etkin rol oynadığı düşünülen müziğin zaferlerden sonra söylenilenine Epinikion denilmektedir.
Antik Yunan müziği teknik olarak tek sesli yani monochord’dur. Müzik başlı başına bir şiir çevresinde kurulmuştur; bu yüzden müzik için daima bir çalgı ihtiyacı duyulmaz, doğada her daim hazır bulunan sesler, insanla birlikte şiir bir şarkı için yeterlidir, öyle ki içinde çalgı olan parçalara müzikten ayrılarak ayrıca “nomos” olarak adlandırılmıştır.
Müziğin ayrıca Yunan dünyasında gelişmesinde çok önemli bir etki yaratmış olan Pisagor (M.Ö 585 – 479) Yunan müzik kuramının kurucusu olarak kabul edilir.
Pisagor ilk kez müziksel uyumu matematiksel formüllerle dile getirmiştir. Bir kutu üzerine gerdiği bir telin titreşimleriyle ses düzeninin temel aralıklarını saptamıştır, bu alet canon olarak bilinir. Helicon ise yine matematiksel hesaplamalara dayanarak çalışan bir tür akort aletidir.