Dünyada her yıl 10 milyar dolar kaynak aktarılan sanat piyasası Türkiye’de yaklaşık olarak 300 milyon dolarda kalıyor. 10 yılda 20 kat büyüyen Türkiye piyasası da dikkat çekiyor. UniCredit Art Banking Sorumlu Direktörü Domenico Filipponi, Türkiye’deki sanat piyasasının umut vaatettiğini, Türk eserlerinin konulu satışlarla yurtdışındaki görünürlüğünün arttığını söyledi. (Haber : Meltem KARA)
DÜNYADA her yıl 10 milyar dolar kaynak aktarılan sanat piyasası Türkiye’de yaklaşık 300 milyon dolarda kalıyor. 10 yılda 20 kat büyüyen ve sanat eseri sahibi sayısında ciddi artış yaşanan Türkiye’de sanat piyasının hacmi artarken, yurtdışından da ilgi görüyor. UniCredit Art Banking Sorumlu Direktörü Domenico Filipponi, Türkiye’deki sanat piyasasının umut vaadettiğini belirterek, Türk eserlerinin konulu satışlarla yurtdışındaki görünürlüğünün arttığını söyledi. Ancak sanat piyasasında asıl yükselişe geçen kesimin BRIC ülkeleri olduğunu kaydeden Filipponi, temeli geleneksel koleksiyonculuğa dayanan Avrupa pazarının, daha ‘sofistike’ olmanın yanı sıra daha fazla da çeşitlilik içerdiğini, yakın dönemde elde edilen servetlere sahip olan yükselen piyasaların ise nispeten daha az ‘kültürlü’ ve sofistike olup, moda ve finansal tutum güdümünde hareket ettiğini ifade etti.
Müzelik eserler etkilenmedi
Yakın geçmişe bakıldığında, yatırımların çeşitlendirilmesinde geçerli bir alternatif olan sanata yönelik ilginin son 10 yıldır sürekli arttığını söyleyen Domenico Filipponi, şunları söyledi: “2008 yılının ikinci yarısında Lehman Brothers’ın iflas etmesinin ardından, üst düzey sanat eserlerine yapılan yatırımın değerini oldukça iyi koruduğu görüldü. Genel olarak sanat eserleri 2000 ve 2011 yılları arasındaki tüm dönemlerde hisse senetlerinden daha güçlü performans gösterdi. Kriz sanat eserlerinin değerini pek de etkilemedi. En azından, ‘müzelik’ üst düzey kalitedeki eserlerin değerini etkilemediğini söylemek mümkün. Yüksek kalitelerinden ötürü, büyük oranda modern ve çağdaş sanat alanındaki bu tür eserler ciddi bir büyüme ortaya koydu. Burada, elbette pazarın üst ucundan bahsediyoruz.”
BRIC ülkeleri toparlıyor
Ancak krizlerden, aynı zamanda koleksiyonerlerin tercihlerindeki değişimlerden etkilenen çok sayıda alanın bulunduğunu anlatan Filipponi, “19. yüzyıl resimleri, eski üstatların çizimleri, mobilyalar, gümüşler ve porselenler bunlara örnek verilebilir. Bunların geldiği fiyatlar daima ‘kalite’ göz önünde bulundurularak satın alındığı takdirde gerçekten de gelecekteki yatırımlar için iyi bir fırsat olabilir” diye konuştu. Sanat piyasasında baştaÇin olmak üzere Rusya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin talebiyle toparlanma yaşandığını vurgulayan Filipponi, şöyle devam etti: “Başta Çin olmak üzere, gelişmekte olan ülkeler ve BRIC ülkelerinde 2000 yılından bu yana, sanat eserlerine yönelik, küresel pazardaki hızlı büyümeye paralel bir ilgi var. Bu büyüme, yeni ve oldukça varlıklı.”
Türkiye umut vaatediyor
Türkiye’deki sanat piyasasının umut vaadettiğini ifade eden Domenico Filipponi, şöyle devam etti: “Londra’daki Sotheby’s müzayede evi tarafından 26 Nisan tarihinde düzenlenen Türk Çağdaş Sanat Eserleri satışları ve 24 Nisan’da yine Londra’da gerçekleştirilen ‘Oryantalist Satış’ gibi konulu satışlar, piyasanın yurtdışındaki görünürlüğünü artırdı. Öte yandan İstanbul Bienali’nin yükselen başarısının da gözler önüne serdiği gibi, uluslararası kamuoyunun takdiri kazanılıyor. Modern ve çağdaş sanat pazarına baktığımızda, yurtiçi Türk sanat piyasasının büyüklüğü, 2000 yılında 10.2 milyon dolarken 2008 yılında 45.6 milyon dolara çıktı.”
Çin gelirde ilk sırada
SANAT piyasasına dünyada ne kadar kaynak aktarıldığını müzayede evleri tarafından yayınlanan rakamlara göre sıralayan Domenico Filipponi, şu bilgileri verdi: “2011 yılında Çin 4.79 milyar dolar, Amerika Birleşik Devletleri 2.72 milyar dolar, İngiltere 2.24 milyar dolar,Fransa 521 milyon dolar olmak üzere toplamda yaklaşık 10 milyar dolar civarında kaynak aktardı. Çin, küresel sanat eserleri müzayede gelirlerinin yüzde 41.4’ünü üreterek aynı zamanda dünyada ilk 10’da yer alan sanatçılardan 6’sına ev sahipliği yaparak pazar payını yükseltiyor. ABD, 2011 yılındaki küresel sanat eseri satışlarının yüzde 23.5’ini temsil ediyor. Küresel sanat piyasasında, 2011 yılında İngiltere üçüncü sıradaki yerini yüzde 19.3’lük pazar payıyla korurken, Fransa ise yine dördüncü sırada kalıyor.”
Sanatı yatırım aracı olarak görenlerin sayısı hızla artıyor
YAPI Kredi Özel Bankacılık Pazarlama Direktörü İmre Tüylü, gelişmekte olan ülkelerin sanat piyasasına olan ilgilerinin artma sebebinin ekonomik ve kültürel alandaki gelişmelerden kaynaklandığını belirterek, şunları anlattı: “Son yıllarda milyoner sayısı arttıkça, bu alana daha fazla kişi yöneliyor. Kazanılan para ve yatırımcı, yatırım yaptığı alanları genişletirken sanatla tanışıyor. Sanat diğer yatırım araçları gibi değildir, yaşayan bir yanı vardır; alternatif getiri sağlayan çok önemli bir enstrümandır. Biz de Yapı Kredi Private Banking olarak ülkemizde sanatın gerektiği önemi ve değeri kazanması için çalışmalarımızı Özel Bankacılık çatısı altında pazarlama ekibimiz ile sürdürüyor; finansman desteği ile sanatın alternatif bir yatırım aracı olarak kullanılması için destek veriyoruz.”
Kaynak : [-]