Birinci bölümünü daha önce yayınladığımız (1.Bölümü okumak için Tıklayınız) yazımızın bugün ikinci bölümü ile devam ediyoruz. İyi okumalar!
Kurslarda çalgı eğitiminde karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri
Türkiye’de çalgı eğitiminin (Kurslar temelinde) temel sorunlarını şu şekilde özetlememiz mümkündür; Temel ilkeleri belirleme ve çalgı eğitimini bu ilkelere temellendirme sorunu, Yetişek ya da izlence (program) geliştirme sorunu, Temel kitap ya da kılavuzları hazırlama sorunu, çalgı eğitimcisi yetiştirme sorunu, Araç-gereç sorunu, çalgı eğitimin tüm boyutlarıyla sürekli inceleme-araştırma-değerlendirme sorunu, çalgı eğitimine ilişkin çalışmaları bütünleştirme ve eş güdümleme sorunu (Günay ve Uçan, 1980:8) çalgı eğitimindeki başarıda bu sorunların giderilmesinin gerektiği bilinmektedir.
Çalgı öğretiminde, öğrenme sürecinde uygulanması gereken temel tekniklerin önemsenmesi gerekmektedir.
Çalgı dersleri teorik ve pratik uygulamalarla her an dikkatli ve titizlik gerektiren bir özellik içermektedir. Fiziksel yeterliliğin önemli olduğu çalgı öğretiminde, bu öğretimin psikolojik boyutlarından da yararlanılması önemli bir faktördür. İlk çalgı derslerinde öğretmenin doğru kılavuzluğu, öğretimin gidiş hattını belirleyecek bir unsurdur. Öğrencinin tutumu, öz yeterliği, güven duygusu, iyi güdülenmesi ve çalışkanlığı da öğretimin düzeyini belirleyen diğer unsurlardandır.
Çalgı çalmanın karmaşık yönleri olduğu bilinmektedir. Temel teknik becerilere ulaşılmadan, en küçük etüt ya da parçanın bile anlaşılır biçimde ve bir müzikal duyumla yansıtılması oldukça güçtür.
Eğitmenin eğitimci olma fonksiyonunu algılayamadığı veya yeterli eğitimden yoksun olması elbette direk olarak çalgı eğitimi alacak öğrencinin hangi yaşta olursa olsun etkilenmesine yol açacağı kedindir. Çalgı eğitimin özellikle başlangıç seviyesinde doğru eğitim ve tarz ile başlamaması en zor olan başlangıç döneminin sağlıklı bir şekilde atlatılması, öğrencinin ilerlemesi açısından son derece önemlidir(Yıldırım, 2010:142).
Yanlış teknik alışkanlıklarla, teknik ve müzikal alt yapı eksiklikleriyle müzik öğretmeni olduğu düşüncesinde olan yeterli eğitime sahip olmayan “eğitmen, öğretmenin” öğrencisi olarak başlayan
öğrenciler, bu eksik ve yanlışların giderilmesi için doğal olarak, ulaştıklarını düşündükleri düzeyin çok daha gerisinden yeniden başlamak ve edindikleri yanlış alışkanlıkları düzeltmek için, büyük çaba göstermek zorunda kalmaktadırlar. Çalgı eğitiminde, edinilmiş yanlış teknik alışkanlıkların düzeltilmesinin, o tekniğin ilk kez öğrenilmesinden çok daha zor olduğu bilinen bir gerçektir. Bununla beraber Temel teknik davranışların düzeltilmesi süreci, öğrencilerde genellikle moral bozukluğu yaratmaktadır.
Eğitimin, özellikle de sanat eğitiminin her aşamasında başarı ile istek/sevgi birbirini besleyen unsurlardır. Çalgı eğitimi sırasında edinilmiş yanlış teknik davranışlar, öğrencinin çalgısından kolay ve nitelikli ses elde etmesinin güçleşmesine, çabuk yorulmasına, yoruldukça ve zorlandıkça tekrar çalışmaya başlama isteğinin azalmasına, daha çok zorlanması durumunda çalgısından soğumasına ve sonunda bu çalgıyı başaramayacağı endişesi ile çalgıdan tümden uzaklaşmasına neden olabilmektedir ( Çilden, 2006:547 ).
Çalgı derslerinde etüt ve eser belirlenmesinde, öğrenciye uygunluk oldukça önemlidir. Eğer öğrencinin teknik seviyesi ve müzikalite kapasitesi dışında, ona uygun olmayan etüt, parça ya da eser seçilirse, telafisi olmayan sonuçlarla karşılaşılabilir. Öğrencinin var olan seviyesini aşırı derecede zorlamak, öğretimin kalitesini de bozacaktır.
Belki de öğrenmede zorluk çeken ve kendisinin başarısız olduğunu düşünen öğrenci, çalgıyı bırakma
durumuyla karşı karşıya kalacaktır. Ne yazık ki, bu tip örnekleri çevremizde sıkça görmekte ve duymaktayız. Bu yüzden, sistematik yapılan bir eğitim anlayışından uzaklaşılmamalı, çok eser ya da zor eser çalmaktan ziyade, çalışılan eserin, doğru, temiz ve kaliteli çalınması öncelikle önemsenmelidir.
En önemli sorunlardan biri de kurslar için yazılmış derli toplu nitelikte müzik eserleri olmamasıdır. Elbette piyasada bir çok konuda çalışma kitapları vardır fakat bunlar daha çok süreğen eğitimler için düşünülmüş kitaplar olup kurs organizasyonuna uygun birden çok aşamaları gösterecek nota kaynağı sorun olmakta dolaysıyla pek çok kaynaktan farklı çalışmalar eğitmenin keyfiyetine göre fotokopi yöntemi ile çoğaltılarak öğrenciye verilmektedir.
Nar Sanat bu konuda (Özel eğitim kurslarında ve özel eğitimde kullanılmak üzere 4 aşamalı müzik eğitim kitapları) girişimlerde bulunmuş fakat çalışmalarımız devam etmektedir.
Nitelikli Çalgı Eğitimini Oluşturan Bazı Faktörler
Çalgı eğitiminde nitelik oluşturulmasında, öğretime başlamadan önceki eğitim koşullarının iyi hazırlanması gerekmektedir. Çalgı eğitimine yönelen bireyin müzik yeteneğinin yeterliliği oldukça önemlidir. Çalgı öğrenecek bireyin bu eğitime yatkınlığı, fiziksel yeterliliği, dolayısıyla hazır oluşluk düzeyi ise eğitimin başarısına etki eden temel koşullardandır. Ayrıca, çalgı eğitiminin yapılacağı fiziki ortamın eğitime elverişli durumda olup olmaması, eğitim kalitesini olumlu ya da olumsuz biçimde etkileyecektir.
Eğitimin kalitesini etkileyen etkenler arasında aile, çevre ve eğitimle bağlantılı diğer ortamlar sayılabilir. Çalgı eğitiminin sağlıklı sürdürülmesinde gerekli olan metotların temini ve kullanımı oldukça önemlidir. Ayrıca, çalgı eğitiminin amaçlarına uygun eğitim programlarının önceden titizlikle hazırlanmış olması gerekmektedir.
Öğrencilerin teknik becerileriyle birlikte müzikal becerilerinin gelişmesinde en önemli araç, çalgıya yönelik olarak yazılan eserlerdir. Öğrencilerin sözü edilen becerilerinin geliştirilmesinde, çalgıya yönelik oluşturulan dağarcığın ve bu dağarcıktan seçilecek eserin büyük önemi vardır.( Bulut, 2008:2)
Öğrencilere öğretimde ulaşılması gereken davranışların kazandırılmasında, bu eserlerdeki çalışmalar ve icraya dönük performans belirleyici olacaktır.
Bireyleri hayata hazırlayan ve istendik davranışlarla donanmalarını sağlayan eğitim süreci, tesadüflere bırakılmamalı, önceden tasarlanıp planlanmalıdır. Eğitimde planlanmış etkinliklerin önemi büyüktür. Eğitim bir bakıma kasıtlı kültürleme yolu olarak görüldüğünden, eğitim programlarının planlı olması gereği, kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Öğrenenlere öğrenme yaşantıları sağlamak, eğitim programları aracılığı ile olmaktadır. (Demirel,1999)
İyi bir eğitim, ancak mükemmel bir program ve iyi bir planlama sonucu oluşabilir. Bilimsel tarzda hazırlanmış bir program, eğitimde başarının en önemli unsurlarından biridir. Bu bağlamda, iyi hazırlanmış bir çalgı öğretim programı da çalgı eğitiminde amaca ulaşmak için başarının temel anahtarıdır. İyi bir çalgı öğretim programı, çalgı eğitimi ile erişilecek hedeflerden her birine ilişkin hedef davranışları kazandırmak için gerekli öğretme durumlarını, hedefe erişilip erişilmediğine, davranışın kazanılıp kazanılmadığına dair sınama ölçme durumlarını, programın sağlamlığına ve öğretmen-öğrenci ve program hakkında karar vermek için değerlendirme işlemlerini kapsamalıdır. ( Öztosun ve Barış, 2004:2).
Çalgı eğitiminde, öğretmen-öğrenci arasındaki olumlu iletişim, eğitimin hedefine ulaşmasında en önemli faktördür. Bununla birlikte; öğrencinin öğrenmeye hazır bulunuşluğu, düzenli çalışması, araştırmacı ruhu ile öğretmenin; teknik bilgisi, öğretme yöntemi, model teşkil etmesi ve yeniliklere açık olması, öğrencilerin öğrenme süresini kısaltacak, başarı düzeyini arttıracak ve yaratıcılıklarını geliştirecektir( Parasız, 2009).
Çalgı eğitiminde kurs ve ders ortamında sürdürülen eğitim uygulamalarının, eğitimin niteliğini belirlediği vurgulanabilir. Çalgı eğitiminde, öncelikle öğretmenin yeteneğinin ve dersteki tutum-davranış ve yaklaşımlarının doğruluğu ve güvenilirliği önem arz etmektedir. Öğrencinin başarısında, dersteki güdülemenin ve üst düzey motivasyonun, performans açısından oldukça önemli olduğu unutulmamalıdır. Öğrenilenlerin sergilenmesiyle elde edinilecek kazanımlar da eğitim düzeyini arttırabilecek uygulamalardandır.
Yazının 3. bölümü daha sonra yayınlanacaktır.
Diren C.