narsanat-one-cikan

İlkçağ Uygarlıkları “Mısır”

Çok verimli olan Nil kıyılarında tarım erken başlamıştır. Nil ovalarında yaşayan boylar, tarlalara zarar veren hayvanları uzaklaştırmak için “çalpara” benzeri vurmalı ve sallamalı çalgılar icat etmiştir. Bu çalgılar giderek “doğaya şükran dansları”nın eşlikçisi olmuştur.

M.Ö. 2700 yıllarında Mezopotomya ile etkileşim içine girildiği sanılmaktadır. Çünkü çalgıların bir bölümü ortak özelliktedir.

Telli çalgıların başında, dev bir yay olan ve yere oturtulan arp geliyordu. Mısır’daki bu büyük arp’ın tel sayısı ise 6-8 di. Sonraları arp, bir “eşlik çalgısı”olarak küçüldü ve tellerinin sayısı arttı. Üflemeli çalgı olarak kaval ve” çifte kaval” vardı.Vurmalı çalgılar ise şunlardı: El davulu (bir çeşit küçük timpani). Darbuka’ya da dümbelek. Sistre çeşitleri olan İba- sistrum ve Naos- Sistrum .

Orta dönemde (M.Ö. 2040 – M.Ö.1650), yeni çalgılar icat edilmiştir. Bu vurmalı çalgıların “Küçükasya” ya da Afrika etkisiyle geliştiği sanılıyor. Mısırda tapınaklarda kullanılmıştır. Mısırlı yazarların mezar duvarlarına resmettikleri topluluklar genelde şarkıcılardır.

Yeni krallık döneminde (M.Ö. 1550 – M.Ö.1070) arp gelişmiştir. Tel sayısı 8-16, (genelde 10-12). “El-arpı” denebilecek küçük arp çeşidi de bu dönemin ürünüdür. 3. Ramses döneminde, insan boyundan büyük arp’ler de kullanılmıştır. Lut’un komşu ülkelerden ithal edildiği düşünülmektedir.

Bu dönemde lut üç ayrı form sergiliyordu: Sümer ve Babil lut’unun benzeri ince boyunlusu; “Rebap” tipinde olan ve gitar benzeri.

Geçdönemde (M.Ö.771 – M.Ö. 332), komşu ülkelerin etkisi çok belirgindir. Herodot ve Platon ( eflatun) gibi klasik Yunan yazarları, Mısır müziğini konservativ (muhafazakar) olarak nitelemişlerdir.

Mısırlıların gözde çalgısı, “ben” adını verdikleri arp’tır. İlk arp’ın M.Ö. 2400 yıllarında yapıldığı ve ünlü Giza piramitlerinden önce ortaya çıktığı biliniyor. Ancak, arp’ın Mezopotomya uygarlıklarından taşınmış olması da düşünülebilir.

“Met” adı verilen çifte klarnet, bambu kamışından yapılmıştır. Paralel iki kamış düdükten oluşur. Unison ses veren bu çalgı, Arp’ların “zamr” ya da Türklerin “zurna”sı gibi burundan sürekli soluk alınarak çalınırdı.