Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Fazıl Say, Dortmund Konser Salonu’nun 10. yılı onuruna şair Rainer Maria Rilke’nin, ”Der Panther”adlı şiirini besteledi.Lirik soprano ve orkestra için yazılan eser, yarın WDR Senfoni Orkestrası, soprano Christiane Oelze ve şef Pablos Heras-Casado eşliğinde Dortmund Konser Salonu’nda prömiyer yapacak.
Alman şiirinin en bilinen eserlerinden ”Der Panther”, yazıldığı 1902 yılından bu yana, birçok sanatçı tarafından yorumlandı. Fazıl Say ise şiirdeki sembolleri, orkestranın yarattığı akustik renklerle çözümledi.
Programda, ayrıca Say’ın ilk senfonisi ”İstanbul”un ilk bölümü olan ”Nostalji” de yer alacak.
İstanbul Senfonisi’nin dünya prömiyeri de iki yıl önce WDR Senfoni Orkestrası ile aynı salonda gerçekleştirilmişti.
Fazıl Say kimdir?
Yazar ve müzikolog Ahmet Say’ın oğludur. Piyano eğitimini Ankara’da Mithat Fenmen ve Kamuran Gündemir,Düsseldorf’ta David Levine’den almıştır.
Üç yaşındayken obuacı Ali Kemal Kaya ile ritmik jimnastik ve işitme alıştırmalarına başlayan Fazıl Say, bir yıl sonra Mithat Fenmen’den aldığı piyano dersleriyle sevgiyi de içeren bir öğrenim sürecine girmiştir. Fenmen’le sekiz yıl süren bu dönem, piyano, solfej ve teorinin yanı sıra, besteciliğe özendirme çalışmalarını ve konser podyumlarına ısındırma amaçlı küçük dinletileri kapsar. Mithat Fenmen’in 1982 yılında vefat etmesi üzerine Ankara Devlet Konservatuarı’na giren Fazıl Say, ‘Özel Statü’ olarak nitelenen hızlandırılmış yoğun eğitim çerçevesinde Kamuran Gündemir ile piyano, İlhan Baran ile kompozisyon çalışmıştır. Gündemir, yorum kavrayışı gerektiren yapıtlar üzerinde üst düzey bir değerlendirme ortamı yaratarak öğrencisini yetiştirmiş, İlhan Baran ise ona kompozisyon eğitiminin temeli olan teknik donanımları kazandırmıştır. Donanımların başlıcaları armoni, kontrpuan, form bilgisi, analiz, enstrümantasyon, orkestrasyon, antik modlar, Türk Müziği makamsal ve ritmik sistemleri, caz armonisi ve stil araştırmalarıdır. İlhan Baran, ayrıca çağdaş müzik stilleri çalışması için Ertuğrul Oğuz Fırat’dan yararlanılmasını istemiş ve Fazıl Say, üç yıl Fırat’dan ders almıştır. 1987 yılında konservatuarı bitiren genç piyanist, Almanya’nın DAAD bursuyla bu ülkeye gitmiş, Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu’nda ABD’li piyanist David Levine’in öğrencisi olmuştur. Dünyanın önde gelen Schubert yorumcularından olan Levine, “Yaratıcı Yorumculuk” açısından örnek bir piyanisttir. Fazıl Say, piyanist kimliğiyle onu örnek almıştır.