Beden dilinin en üst seviyede estetik, yaratıcı ve zengin bir anlatıma dönüştürülmesi olarak tanımlanabilecek olan balenin, bir sanat olarak gelişmesi yüzyıllar almıştır.
Bale nasıl ortaya çıktı?
Bale, eski uygarlıklarda doğa olayları karşısında ortaya çıkan tepkiler, öfke, kızgınlık, hiddet, minnet, sevgi, şükran gibi duyguların dışa vurumu, dinsel inançlar ve ayinlere dayanan ve dansın bir kolu olarak ortaya çıktı. Uygarlıkların gelişmesiyle birlikte kutsal sayılan bu danslar tapınaklarda icra edilse de millattan sonra 2. ve 3. yüzyıldan itibaren tapınaklarda yapılmamaya başladı.
Dansın tapınaklardan dışarı çıkması, seyredenlerin bu sanattan zevk alması ve eğlenmeye başlamalarını da tetikledi.
Balenin ilk örnekleri eski Yunan ve Roma saraylarında net bir şekilde gözlemlenmektedir.
Ortaçağ’da ise soylu olarak kabul edilen ayrıcalıklı kişilerin çok sevdiği bir gösteri türü haline gelen bu dans, İtalyanca da saray dansı anlamına gelen ‘balletto’ kelimesiyle anılmaya başlamıştı.
Rönesans’ta ise müzisyenler adımlarının müzik ile uyumlu olması için bu sanat dalı üzerinde çalışmaya başladı. Fransa’da ise 1581 yılında iki soylu gencin nişan törenlerinde yapılan bir bale gösterisi Catherine de Medici’nin “Beaujoyeulx” adlı Le Ballet Comique de la Reine (Kraliçenin komik balesi), ilk bale eserlerinden biri olarak kabul edilir.
Fransa’da 1636 yılında ilk tiyatro binası kurularak saray bale gösterilerinin özel tiyatro binalarında yapılması çok kısa bir zaman içinde ülkede yaygınlaşmaya başlamıştır (The McGee Foundation and The Katharine B. Tierney Charitable Foundation, 2011).
İlk bale parçaları eski Yunan ve Roma efsanelerini işlerken, Romantik Çağ’da halk geleneklerine de bu dansta yer
verilmeye başlar. Başlangıçta ağır giysilerle sahneye çıkan bale oyuncuları XIX. Yüzyılda daha hafif ve rahat
giysilerle dans etmenin kolaylığını fark edince, danslarında daha hafif ve rahat kıyafetler giymeye başlarlar ve bu
giyim tarzı ile bale kostümlerinde yeni bir dönem başlar (Homans, 2010).