Müzikle ilgili yapılan bir çok araştırma, müziğin çocukların çoklu zeka alanlarına etkisi ve zihin gelişiminde büyük rol oynadığını vurgulamıştır. Müzik aleti çalmanın ise beyin gelişimine ve sinir sistemine faydası yine yapılan araştırmalar sonucu ortaya konmuştur.
North Carlolina Müzik Araştırma Bölümü müzik eğitimi verdiği kişilerle müzik eğitimi almamış olan kişileri karşılaştırmış ve araştırmanın sonucunda müzik yapanların beyinlerinin işitsel ve görsel kısımlarının aktivitesinde artış olduğunu kaydetmiştir. Müzik yapmayan kişilerin beyninde ise sadece işitsel veya sadece görsel kısımda aktivasyon olduğunu belirlemiştir. Araştırma, müzik eğitimi alan veya müzik yapan kişilerin beyinlerinin iki alanında da aktivite olduğunu ortaya koymuştur.
Özellikle küçük yaş gruplarının müzikle ilgilenmelerinin veya herhangi bir enstrüman çalmalarının akademik başarılarını da olumlu yönde etkilediği, bir çok kez yapılan araştırmalar neticesinde kanıtlanmıştır.
Müziğin çocuklar üzerindeki faydalarını şu şekilde sıralamak mümkün;
- Okuma yeteneğini arttırır.
- Motor beceriyi geliştirir.
- Derslerinde daha iyi performans göstermesini sağlar.
- Dinleme alışkanlığı kazandırır.
- Sosyalleştirir.
- Özgüveni ve konsantrasyon becerisini geliştirir.
Bu faydaları çoğatmak mümkün. Çocuklar müziği duyduklarında işitme, dokunma, ritim tutma ve ses takliti gibi birden fazla fonksiyonu aynı anda geliştirir. Dolayısıyla müziğe, bilişsel yetenekleri geliştiren bir faktör olarak bakmak doğru olacaktır. Ayrıca hayatında müzik ve enstrüman olan çocuğun matematik ve dil alanında daha başarılı olduğu da gözlemlenmiştir. Müzik aynı zamanda çocuğun disiplin, adaptasyon, rahatlama, özgüven, sorumluluk duygusu gibi kişisel özelliklerini de geliştirecektir.
Okul öncesi eğitimin oldukça arttığı günümüzde, özellikle bu dönemde verilen müzik eğitiminin çocuğa ruhsal, kültürel, sosyal, zeka gelişimi ve anlayış alanlarında pozitif etkisi olduğu gerçeği de unutulmamalı.
Okul öncesi dönemde olduğu gibi ilköğretim döneminde de müzik eğitimi, belirlenen temel ilkeler doğrultusunda bir arada işlenmesi gereken konulardan oluşmaktadır. Bu konular birbiriyle bağlantılı, birbirini destekleyici ve her biri kendi içinde çocuğun yukarıda da bahsettiğim gibi özellikle matematik ve dil gelişimini etkileyen bir süreci kapsamaktadır. Ses eğitimi, kulak eğitimi, çalgı eğitimi, müziksel beğeni eğitimi, ilköğretim sürecinin iç dinamikleri olan müzik eğitiminin boyutları olarak sıralanabilir.
Müzik eğitimi, çocuğa ses eğitimi, kulak eğitimi, müziksel beğeni eğitimi vermekle birlikte, onu bir müzik aletine yönlendirecek bir eğitim sürecinide kapsamaktadır, kapsamalıdır.
Müzik eğitiminde temel bir başka unsur kültürel farkındalık olmalıdır. “Toprağı bilmeyen betonda yürüyemez” sözü, sanırım bu durumu açıklaması bakımından yeterli olacaktır. Çocuk, hangi enstrümanın eğitimini alırsa alsın veya hangi enstrümana yönelirse yönelsin, öncelikle kendi kültürünü, kendi müzik ve enstrümanlarını tanımalı. Tanımalı ve kendi müzikal kültürünü diğer enstrümanlara bakan bir pencere olarak kullanmalı.
Kültürel farkındalık anlamında geçtiğimiz günlerde Nar Sanat Eğitim Kursu bünyesinde bulunan Nar Sanat Anaokulu’nda güzel bir etkinlik gerçekleştirdik.
Etkinlikte 3-6 yaş grubu çocuklarımızla bağlamamızı tanıdık ve türkülerimizi öğrendik. Hangi yaş grubu olursa olsun çocukların kültürel zenginliğimizin farkında olmalarını, kendi enstrümanlarını bilmelerini, onlara dokunmalarını önemsiyorum. Çünkü çocuğun sanatsal ve kültürel anlamda kendisine ait olanı tanıması, yaşadığı coğrafyaya ait olan müziğin ve bu müziğin icra edildiği enstrümanların farkında olması gerektiğini düşünüyorum. Yaşadığımız coğrafyanın belirleyici ve birleştirici ezgileri, halkın ortak değerlerle var ettiği Türk halk müziğidir. Bu müziğin temel enstrümanı da şüphesiz bağlamadır. Dolayısıyla çocuğun, enstrüman olarak bağlamayı seçmesi işte tam da bahsettiğim kültürel farkındalık alanına hizmet edecek ve diğer bir çok sanat dalına da bakışını şekillendirecektir.
Filozof Konfüçyüs; “Bir ülkenin doğru yönetilip yönetilmediğini, ahlak açısından yücelip yücelmediğini anlamak için o ülkenin müziğine bakınız” diyerek bir ülkenin kendi müziğinin ne kadar belirleyici olduğunu vurgulamıştır.
Enstrüman tercihi önemli bir süreçtir. Enstrüman seçiminde doğru kararlar verilmeli, doğru yönlendirmeler yapılmalı ve tercihler bilinçli şekilde gerçekleşmeli.
Çocuğun ilgisi, aile, öğretmen ve okul/kurs dörtlüsünde ilerleyip şekillenmesi gereken bu süreç, iş birliği içerisinde ve çocuğun algısı, yönelimi doğru okunup tespit edilerek gelişmeli.
Müzik eğitiminin bir ayna, doğru enstrüman seçiminin ise onun en güzel yansıması olduğu unutulmamalı.
Nar Sanat Bağlama Eğitmeni
Murat HASGÜN