Olağanüstü yalın bir dil kullanan ve kısa yapıtlar yazmış olan Anton Webern yapıtları sık seslendirilen bir bestecidir. Berg gibi, Shönberg’in öğrencisi olan Webern, Viyana Üniversitesi’nde müzikbilim öğrenimi yaptıktan sonra, Rönesans bestecisi Isaac üzerine doktora vermiş, 1908-1914 yılları arasında Viyana Prag ve Almanya’nın bazı kentlerinde tiyatro orkestraları yönetmiştir. Bir yandan da yapıtlar yazan besteci, Op. 1 Passacaglia, Op. 1 Yaylı Dördül için Beş bölüm, Op. 6 ve Op. 10 Orkestra Parçaları’nı bu dönemde tamamlamıştır.
1918’de Schönberg’in kurmuş olduğu Özel Müzik Seslendirme Derneği’nin şefliğini üstlenen Anton Webern, ayrıca 1922-1934 arasında Viyana’daki İşçi Orkestrası’nı ve 1923-1930 arasında İşçi Korosu’nu yönetmiş, 1930’da Avusturya Radyosu’nun ” yeni müzik” programlarını düzenlemiştir. 1934 ‘ de siyasal haklardan yoksun bırakılarak etkinlik göstermesi yasaklanmıştır. 2. Dünya Savaşı boyunca Nazilerden saklanan besteci, savaşın bittiği 1945 yılının sonlarında bir gece vakti özgürlüğü solumak için balkona çıkarak sigarasını yaktığı sırada, ABD’li bir askerin uyarısını duymadığından kurşunlanarak öldürülmüştür.
Gençliğinde bestelediği ve opus sayısı taşımayan birkaç yapıtı bir yana bırakılacak olursa, Webern ‘in yazdığı 31 yapıtın art arda seslendirilmesi halinde yaklaşık dört saatlik bir süreye sığabileceği hesaplanmıştır. Schönberg’in nitelemesiyle “bir sayfada bir roman yazan” Anton Webern’in ne denli tutumlu bir anlatımı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu tutumluluk, aslında müziğin yenilikçi niteliklerini sergilemektedir. Biçimin özet olarak sunuluşu ve yinelemelerden kaçınılması, çağdaş bestecinin başlıca özelliklerindendir.
Webern ‘in başka bir özelliği ise orkestralamasındaki tutumluluk ve özendir: Melodik çizgi, değişik çalgılara dağıtılmıştır. Böylece birbirini izleyen tonlar aynı tını içinde duyulabilir. Sonuçta eşsiz bir renk dengesi içinde yoğrulmuş ses kıvılcımlarından oluşan bir doku sağlanır.
Kaynakça: Müzik Tarihi – Ahmet Say