Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde geçmişi 5 bin yıl öncesine uzanan Aizanoi Antik Kenti’ndeki tiyatroda yürütülen çalışmalarda, tiyatroyu inşa eden taş ustalarına loca ayrılarak isimlerinin yazıldığı belirlendi.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesi’ne 2012’de dahil edilen, “İkinci Efes” olarak da nitelendirilen Aizanoi Antik Kenti’nde kazı ve alan araştırması, Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Özer başkanlığında 9 yıldır sürmekte.
Roma dönemine ait 20 bin kişilik tiyatro ile bitişiğindeki 13 bin 500 kişilik stadyumun restorasyonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kütahyalı iş insanı Rıza Güral arasında imzalanan sponsorluk protokolü kapsamında yürütülüyor.
Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Türkan, bu yıl 16 Haziran’da başlayan çalışmalarda alan araştırmalarının yapıldığını ayrıca yazılı eserlerin de ayrıntılı incelendiğini söyledi.
Bugüne kadar gerçekleştirilen kazılarda tiyatronun antik dönemdeki kullanımıyla ilgili önemli bulgulara ulaştıklarını belirten Türkan, şöyle konuştu:
“Antik tiyatrolar toplumsal farklılığın, sınıf ayrımının oldukça fazla hissedildiği yerlerdir. Yani zengin ile fakir, kadın ile erkek, genç ile yaşlı ayrımlarının hissedildiği alanlardır. Örneğin, tiyatronun sahneyi en iyi gören yerlerinde, ön sıralarında her zaman kent meclisi üyeleri, bugün protokol dediğimiz önemli kişiler oturur. Onların arkalarında ise önde gelen devlet görevlileri ve yaş gruplarına göre kentin ileri gelen ailelerinin bireyleri bulunur. Bunlarda önde oturanların çocukları yani daha genç kesim oturur. Tiyatronun doğu ve batı bölümleri ise yani ikinci katı, toplumun alt kesimleri, kadınlar, köleler ve yabancılara aittir. Bunları nereden biliyoruz? Bu kazdığımız, ortaya çıkardığımız oturma bloklarının üstünde yazılan yazılardan anlıyoruz çünkü o bloklar isimleri yazılan kentin önemli kişilerine ayrılıyordu. Bunların yanı sıra örneklerine bu sene rastladığımız, bu tiyatroda çalışmış, emeği geçmiş taş ustalarının gösterileri izlemesi için loca ayrıldığını, üzerlerine isimlerinin yazıldığını belirledik. Bu durum, böyle bir anıtsal yapıda emeği geçenlerin onurlandırılması açısından önemlidir.”
Türkan, bu sezon antik tiyatroda devam eden ön restorasyon ve kazı çalışmalarının, kentin toplumsal yapısına da ışık tuttuğunu vurguladı.
Anadolu’da örneği az olmakla birlikte, Aizanoi’deki tiyatronun doğusundaki bazı oturma alanlarının, o alanın yapımına katkı sağlayan zenginler tarafından halka bağışlandığının görüldüğüne değinen Türkan, “Önemli bir bulgu da oturma alanlarının kentteki kabilelere tahsis edilmesidir. Şimdiye kadar kentin iki büyük kabilesi Hadrianis ve Asklepias için ayrılan yerler tespit edilmiştir” dedi.
‘ANADOLU’NUN EN İYİ KORUNMUŞ ZEUS TAPINAĞI’ AİZANOİ’DE
Kütahya il merkezine 57 kilometre uzaklıkta yer alan ve Frigya’ya bağlı Aizanitislerin ana yerleşim merkezlerinden biri kabul edilen Aizanoi kent alanının, milattan önce 3000’li yıllardan itibaren kullanıldığı tahmin ediliyor.
Milattan önce 133’te Roma egemenliğine giren, bir piskoposluk merkezi de olan kentin, erken Bizans döneminde önemini yitirdiği belirtiliyor. 13’üncü yüzyılda Çavdar Tatarlarının üssü olan, sonraları Çavdarhisar ismini alan kent, Avrupalı gezginlerce 1824 yılında keşfedildi.
Aizanoi’de, Alman Arkeoloji Enstitüsünce 1970-2011 yıllarında yapılan kazılarda “Anadolu’nun en iyi korunmuş Zeus tapınağı”, tiyatro, stadyum, iki hamam, dünyanın ilk borsa yapısı, sütunlu cadde, Kocaçay üzerinde 5 köprü, “Meter Steunene” kutsal alanı, nekropoller, bent ve su yolları gün ışığına çıkarıldı. Tapınağın çevresinde milattan önce 3000’li yıllara ait yerleşim tabakaları bulundu.
Antik kentte 1970’ten itibaren 41 yıl yaz aylarında çalışma yürüten Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün lisansı Bakanlar Kurulu kararıyla 2011’de iptal edilerek kazı görevi Türk arkeologlara verildi.
KAYNAK:NTV