Türkiye’de balenin gelişimini ele aldığımız yazı dizimizin yeni bir bölümünü daha sizlerle paylaşıyoruz.
Türkiye ‘de Bale Eğitimi -1
Türkiye ‘de Bale Eğitimi -2
Türkiye ‘de Bale Eğitimi -3
Türkiye ‘de Bale Eğitimi -4
Türkiye’de baleyi kurumsallaştırma çabaları 60’larla birlikte meyve vermeye başlamış, hatta bu yeni sanat halkın büyük ilgisini ve beğenisini kazanmayı başarmıştı.
The Times Gazetesi’nde o dönem yayınlanan uzun bir yazıda “Türkler bale seyretmek için gecenin üç buçuğunda kuyruğa giriyor” başlığını kullanılmıştı.
1961’de Amerikalı Todd Bolender, konservatuvar öğrencileri için Dünyanın Yaratılışı ve Still Point adlı iki ayrı bale hazırladı. 62-63’te Andree Howard’ın koreografisiyle Gençler Balosu, Ölüm ve Genç kız ve Veneziena baleleri sergilendi.
Yine Howard’ın koreografisi olan Esrarengiz Engeller adlı eserin özelliği ise Türkiye’de ilk kez bir koreografın, profesyonel dansçılarımız içinde hazırladığı özgün bale olmasıdır.
Sayıca az olan ama tam bir topluluk oluşturabilen Devlet Konservatuvarının grubuyla 63-64 yılları arasında Ninette de Valois daha fazla ilgilenmeye başladı. Valois, Joy Neşton ve Lorna Munsfordu Uyuyan Güzel balesini sahneye koymaları için Türkiye’ye yolladı. Tchaikovsky’nin ölümsüz müziği üzerine Marius Petipa’nın yarattığı dünyadaki az sayıda topluluk tarafından sergilenen Uyuyan Güzel’de başrol Meriç Sümen, Ferit Akın, Gülcan Tunççekiş ve Sait Sökmen tarafından dönüşümlü olarak sahnelendi.
Yine aynı yıl Valois’in dramatik anlatıma ağırlık veren Satranç balesi de temsil edildi.
7 yıllık deneyimlerine karşılık dünyada belli başlı toplulukların sahnelemeye cesaret edebildiği büyük bale eserlerini sahneye koyan ilk mezunlar, büyük beğeni topladı.
Bundan sonra önemli olan klasik bale tekniği üzerine Türk motifli özgün eserlerin yaratılmasına gelmişti.
Bu kapsamda Valois, Feridun Tüzün’ün Anadolu Suiti müziği üzerine Çeşmebaşı koreografisini hazırladı. 1965’te sergilenen Çeşmebaşı, Türk balesinin bambaşka bir boyuta geçmesini sağladı. Eserin belirgin bir konusu olmasada herhangi bir Türk köyünden sahneler yansıtması; suya giden kızlar, satıcı kadınlar, köy davulcusu, çingeneler, Karagöz ve Hacivat’ın bu tek perdelik eserin içinde bulunması dikkat çekiciydi.
Türk Bale repertuvarına ‘İlk Türk balesi’ olarak giren ve belki de en çok tanınan eseri olan Çeşmebaşı önemini bugün de hala korumaktadır.
Çeşmebaşı’nın sergilenmesiyle birlikte bale repertuvarı daha da genişlerken bir yandan yeni mezunlar da topluluğa katıldı.
29 Ekim 1965’te devlet balesinin başka bir başarısı daha yaşandı. Valois’nın rejisiyle bu tarihte dört perdelik Kuğu Gölü balesinin tamamı sahnelendi. Klasik balenin en önemli eserlerinden olan Kuğu Gölü birçok ülkede yalnızca ikici perdesiyle sahneye konmaktaydı. 1958’deki öğrenci temsilinden sadece 8 yıl sonra klasik balenin dört perdelikr zor bir eserini oynamak gerçekten büyük bir başarıydı.