Belgesel fotoğrafçılığına yeni bir soluk getiren Nick Hedges 1960’lı yılların politik sıkıntılarını fotoğraflarına dahil etmiş, fotoğrafçılığa yeni bir boyut getirerek toplumsal travmaları açığa çıkarmıştır. Hedges’in çalışmaları daha çok şehirden dışarı atılmış yok sayılmış halkın üzerine kuruludur. Sanatçı yoksul yaşamda olan halkı
fotoğraflarına dahil ederek dönemin politik sorunlarına bir nevi eleştiride bulunmuştur.
Nick Hedges, 1968’de Bradford’u fotoğraflayarak endüstri ve yoksul kesim arasındaki ilişkileri yansıtan görüntüleri kaydetmeye başladı. Kaydettiği görüntüler Britanya’da üç milyon kadar insanın karşılaştığı korkunç koşulları açığa çıkarmada önemli bir rol oynadı. Dışlanan kesim aynı zamanda, fabrikada ağır şartlarda çalışan insanlardı. Böylelikle modern yaşamın cüzzamlıları olarak görülen yoksul kesimin, modern yaşamı ayakta tutan kişiler olduğu gerçeği gün yüzüne çıkmıştı.
ezine insanları yerleştirerek, konut krizini ve yoksul kesimin yaşam kalitesini yansıtması bakımından önemlidir. Fabrikaların arkasında belirlenmiş bir bölgede, küçük-tek odalı hayata tutunmaya çalışan insanların yaşamı, tarihsel bir gerçekliğin utancıdır.
SHİRLEY BAKER
Shirley Baker, mizahi bir pathos yaratarak hızla yok olan, yıkık bir dünyayı kadrajına alan bir fotoğrafçı. Sanatçının, 1950’ler ve sonrasını anlattığı çalışmaları, özellikle işçi sınıfının günlük hayatını yansıtması bakımından önemlidir. Nitekim bu fotoğraflar; savaş sonrası birçok Kuzey şehrinin manzara ve topluluklarını, radikal bir şekilde yeniden şekillendirecek olan, uzun vadeli ‘gecekondu’ temizleme programlarının yıkımına tanıklık eder.
Baker kuşatma altındaki toplulukların yoksulluğunu ve direncini belgelerken, bu durumu asla bir taraf olarak yansıtmaz. Dönemi içinde sokak fotoğrafçılığı yapan nadir kadınlardan biri olan Baker’in fotoğrafları, özenle seçilmiş ve çerçevelenmiş gibi görünse de; içerisindeki özneler hareket halinde ve bağımsızdırlar. Bu çerçevelemelere eklenen etkin parçalar; evler, duvarlar ve onları saran kontrasttır.