Fanzin laneth

Başkaldırı ölürse “Fanzin”, Fanzin ölürse “Başkaldırı” ..!

90’ların efsane fanzinleri geri mi dönüyor? Son zamanlarda fanzin yayınlarında büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Edebiyattan müziğe okumanın fanzin haline göz gezdirdik…

fanzin_sergis

Yazan : Selin ÖZAVCI Kaynak : haberturk.com

“Bir dönemin revaçta başkaldırı araçlarından biri olan Fanzinler yeniden yükselişte mi? Fanzinlerin geçtiğimiz yıllara kıyasla son dönemlerde sayılarının gitgide azalmakta olduğuna inanılıyordu. Bunun en önemli sebebi ise teknolojinin gelişmesi ve internet gibi bir platformun gelişmesi ve yaygınlaşmasıdır. Blog, e-zine gibi elektronik yayınların gitgide popülerleşmesi taşınabilir teknolojik cihazların halka daha fazla yaygınlaşması ve ulaşılabilir olması, hızlı müdahale ve “Başkaldırı” mecrasının hızlılaşarak sanal ortamda yaygınlaşması da “Fanzin “sayısının azalmasına yol açmış pek çok kişinin bir süre sonra yok olacağı düşüncesine kapılmasına yol açmıştı.” (Edtr)

Sene 1993. Arkadaş grubum içinde aynı tür müzikten hoşlanan bir kaç kişiyle, ders aralarındaki tartışmamız: Nirvana mı, Pearl Jam mi daha iyi? Grunge akımı bize de ulaşmış, Kurt Cobain hayatta… Bir kaç yıl sonra, yaşımız hâlâ tutmadığı için, barlardaki ancak gündüz matinesi tadındaki rock konserlerine takılıyoruz. Akşam üzeri konser çoktan bitmiş oluyor. Ayda yılda bir şehrin en havalı ve işlek caddesine rock TIR’ı geliyor ve lokal gruplar TIR üzerindeki sahneden döktürüyor. Laneth gelsin diye bekliyoruz. Laneth! Eski sayıları elden ele dolaşıyor, erişim kısıtlı, hayatımızın yayını…

Fanzin laneth

Bütün bu hikâye Adana’da geçiyor yani Türkiye rock müzik tarihinin, 90’lardaki en hareketli şehirlerinden birinde. Lise yılları öncesi kişisel müzik repertuarımı şekillendiren tüm bunlar arasında en son unutulmazlardan biri fanzinler. 96 yılında artık müzik açlığımı giderdiğim Akmar’daki dükkânlarda belirli­belirsiz aralıklarla yayınlanan onlarca diğer fanzini ve tabii bir de sonraları, 2000’lerin başında hayatımıza giren Lull’u hatırlıyorum.

Bütün bu kişisel hikâyenin bağlanacağı nokta açık, zira ilk 90’ların başında yayınlanan bu bağımsız yayınlar geri döndü. Fanzin, ‘fanatik’ ve ‘magazin’ kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşuyor ve yayınlamak için kağıt, makas ve yapıştırıcı yeterli oluyor. En azından 90’lı yıllarda böyleydi! 90’lı yıllardaki farklı olarak yeni nesil fanzin yayınların her birinin web adresi, okuyucularıyla iletişim halinde oldukları sosyal medya profilleri de mevcut ve baskı teknikleri de ruhunu koruyarak, bir adım daha ileride ve hatta kimi zaman renkli. En işlevseli de bu kültürü ayakta tutmak üzere ortaya çıkan ve bir nevi arşiv görevi yüklenen Diren Fanzin, Fanzinlik ve dağıtımla takibi kolaylaştırmak üzere kurulmuş olan Fanzin DB gibi oluşumlar.

Yukarıda bahsettiğim arşiv niteliğindeki adreslere göz atınca kimisi uzun zamandır çoğunluğu da taze yayınlanmaya başlayan bir çok yayın keşfetmek mümkün… Edebiyat ağırlıklı ama ‘içeriksiz’ fanzinolarak not düşülen Void Zine, Gaspar Noe’nin ‘Enter the Void’ filminden ilhamla ortaya çıkmış. Şimdilik 4 sayı yayınlanmış ve içinde görsel işler de görmek mümkün. Bir başka edebiyat fanziniAlfabe. ‘Alışılmışın dışında, söz konusu normları bozarak, kendi normunu ve kendi estetik algısını oluşturan edebiyat uğraşlarıyla birçok insan, bu oluşumda yerini alabilmektedir’ cümleleriyle sayıları hayli kalabalık olan yazarlarını özetliyorlar. ‘Meskalin tadında bir fanzin’ mottosuyla yayınlanan Peyoteazınlıklara, platonik aşklara, LGBTİ onur yürüyüşünde yer alanlara, ötekilere, mutsuzlara, yağmurda şemsiyeyi düşman belleyenlere ve daha fazlasına adanmış bir yayın. Diğer birçok fanzinin web adresinden biraz daha farklı Artistik Bellek’in ki. Bunlar, Kadıköy Mephisto’da merdivenlerin üzerine kurulan geniş ve bol seçenekli reyondan ulaştıklarımdan sadece bir kaç örnek. Fotoğraflar, fanzin kültüründeki paylaşma esasına dayanarak, bahsi geçen yayınların sosyal medya profillerinden sağlanmıştır.

Dolu dolu içerik…

 

‘Çok yakında görme engelli arkadaşlar için sesli de olacak’ müjdesini veren Hayalhane, Ankara Cebeci Kampüsü’nde sayfalarda hayat bulan fikirler silsilesi Aforizma, öykülerden karikatür ve fotoğraflara geniş bir içerikle yayınlanan Sendrom, politik içeriğiyle Sweno, Telsiz… Müzik içerikli olanlardan Rock City, Facebook profilinde durumu ‘son zamanlarda fanzin sayısında gözle görülür bir artış oldu mesela Mahzen yeniden çıktı, sonra İskelet ve Sakal var netten çıkan; Takas Pazarı, Piramit…’ şeklinde özetliyor. Fanzinsergisi.blogspot, 2010 yılına dek çıkmış olan yayınlardan hazırlanan serginin web adresi. Buradan hayli uzun bir listeye de erişmek mümkün. İstanbul’un yanı sıra İzmir, Bursa, Eskişehir gibi başka şehirlere de yayılan sergi, 2000’lerdeki görsel arşivi olmuş. İki yıl üst üste fanzincileri buluşturan; atölyeler, workshop çalışmaları, söyleşi ve film gösterimleri ile renklenen Uluslararası Fanzin Festivali de kültürün yaygınlaşmasına vesile olmuş.